2023 yılı, Nobel Ekonomi Ödülü sahibi ve psikoloji alanında devrim yaratan araştırmalara imza atan Daniel Kahneman için trajik bir son ile anılacak. Kahneman, "yardımlı intihar" yöntemini kullanarak kendi yaşamına son verdi. Yıldızlarla dolu bir kariyerin ardından gelen bu beklenmedik karar, sadece hayatının sonunu değil, aynı zamanda yardımlı intihar kavramı üzerine küresel bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Daniel Kahneman, 1934 yılında Tel Aviv'de doğmuş ve 2002 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmış bir psikolog ve ekonomisttir. Ödül, onun davranışsal finans ve karar verme teorileri üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı verilmiştir. Kahneman, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl düşündüklerini ve bu kararların mantıksal hatalarla nasıl çarpıtıldığını inceler. 1970’lerde geliştirdiği "Prospect Theory" (Seçim Teorisi), insanların risk alırken nasıl davrandıklarını açıklamış ve ekonomi alanında köklü değişikliklere yol açmıştır. Kahneman’ın çalışmaları, psikoloji ile ekonomi arasındaki sınırı bulanıklaştırmış ve davranışsal ekonomi alanının temel taşlarını oluşturmuştur.
Yardımlı intihar, kişinin kendi isteği doğrultusunda, bir başkası tarafından yaşam sonlandırılmasına yardımcı olunduğu bir süreçtir ve pek çok ülkede etik ve hukuki yönleri nedeniyle tartışmalara sebep olmaktadır. Kahneman’ın bu kararı alması, bu konuda daha geniş bir tartışmayı tetikleme potansiyeline sahiptir. Bazı uzmanlar, bunun kişinin ruhsal durumu ve yaşam kalitesi ile ilgili olduğunu savunurken, diğerleri bu yaklaşımın geniş çaplı bir kaosa neden olabileceğinden endişe duymaktadır.
Kahneman'ın yaşadığı ağır depresyon, bu karara zemin hazırlayan en önemli faktörlerden biri olarak görülüyor. Hayatının son dönemlerinde sağlık sorunları ve profesyonel yaşamındaki değişiklikler, onun bu trajik kararı almasında etkili olmuş olabilir. Bu durum, toplumun ruh sağlığı ve destek sistemleri hakkında daha fazla tartışma yapmasına neden oluyor. Yardımlı intiharın etik yönleri, bu tür kararları almadan önce daha derin bir tartışmanın yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.
Bazı insanlar, çoğu zaman ağır hastalıklara sahip olan bireylerin yararına olabileceği görüşünü savunarak yardımlı intiharı savunurken, diğerleri kişinin yaşamına son vermeden önce sağlık sistemine yapılan yardımların artırılması gerektiği fikrindedir. Kahneman’ın ölümünden sonra bir grup akademisyen, bu konunun daha fazla araştırılması gerektiğini vurguladı ve ruh sağlığına olan farkındalığı artırmak için seslerini yükseltti. Bu trajik olayın ruhsal sağlığı ve destek sistemlerini gözden geçirme fırsatı sunması umuluyor.
Kahneman’ın bıraktığı miras, onun değerli bilgileri ve çalışmalarıyla doludur. Ölümünün, insanlara daha iyi hizmet etme adına karar verme süreçlerini anlama konusunda bir dönüm noktası olacağı düşünülmektedir. Kahneman, her ne kadar hayatına kendi isteğiyle son vermiş olsa da, düşünceleri ve katkıları hala sosyal bilimler alanında yankı bulmaya devam ediyor. Kendisi, insan davranışlarını daha iyi anlamamız için önemli bir figür ve ilham kaynağı olmaya devam edecek.
Sonuç olarak, Daniel Kahneman’ın yardımlı intihar ile yaşamına son vermesi, sadece kendisi için değil, aynı zamanda ruh sağlığına dair önemli bir farkındalık yaratma fırsatını barındıran bir olaydır. Bu, aynı zamanda toplumun etik, hukuki ve ruhsal sağlık konularında daha derinlemesine düşünmesi gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Onun hayatı ve ölümünden sonra beliren tartışmalar, düzenlenmesi gereken yeni politikaların ve destek sistemlerinin oluşturulmasının önemini gözler önüne seriyor.