Son günlerde İstanbul’da meydana gelen depremler, sosyal medya ve haber platformlarında geniş bir yankı uyandırdı. Bu durum, çeşitli komplo teorilerinin ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Özellikle, birkaç gündür bazı kişiler, İstanbul'daki depremlerin nedeninin "ABD gemisinin sondaj çalışması" olduğunu iddia ediyor. Ancak, yetkililer bu iddialara kesin bir dille yanıt verdi ve gerçekleri gözler önüne serdi. İşte İstanbul depremleri ve bu konudaki spekülasyonlar hakkında bilinmesi gerekenler.
İstanbul, coğrafi yapısı ve tektonik özellikleri nedeniyle sık sık depremler yaşayan bir bölgedir. Bu durum, özellikle 1999 Gölcük depremi sonrası kamuoyunda deprem bahanesiyle spekülasyonların artmasıyla birlikte daha da belirgin hale gelmiştir. Uzmanlara göre, İstanbul'daki depremler, yer altındaki tektonik plakaların hareketleri ve şehrin bulunduğu fay hatları ile doğrudan bağlantılıdır. Bu noktada, ABD gemilerinin sondaj yaptığı iddialarının bilimsel bir dayanağı olmadığını belirtmek gerekiyor.
Jeologlar, İstanbul'un deprem kuşağında yer aldığını belirterek, bu tür doğa olaylarının aslında uzun dönemli jeolojik süreçlerin bir ürünü olduğunu ifade ediyor. Türkiye, bilhassa Marmara Bölgesi, Kuzey Anadolu Fay Hattı gibi aktif fay hatlarının varlığı nedeniyle depremlere karşı oldukça duyarlıdır. Dolayısıyla, bir geminin sondaj çalışmasının doğrudan bir deprem yaratma ihtimali son derece düşüktür.
Çeşitli resmi kurum ve kuruluşlar bu spekülasyonlara karşı net açıklamalar yapma gereği duydu. Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden jeoloji uzmanları, gemilerin sondaj çalışmaları ile depremler arasında direkt bir bağlantı olmadığına dair açıklamalarda bulundu. Bu tür iddiaların, toplumdaki endişeleri artırarak yanıltıcı bilgiler taşıdığını vurgulayan uzmanlar, kamuoyunun bilimsel verilerle bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Ayrıca, İstanbul Üniversitesi'nden araştırmacılar, depremlerin oluşumunda yer altı sularının hareketleri, yer kabuğundaki gerilmeler ve daha pek çok doğal faktörün etkili olduğunu belirtti. Sondaj gibi insan yapımı faaliyetlerin, bölgedeki doğal sismik hareketlerle doğrudan bir ilişkisi olmadığını da bildiriyorlar. Bu nedenle, halk arasında yaygınlaşan "ABD gemisi sondajı" iddiaları tamamen asılsız ve yanıltıcı olarak nitelendiriliyor.
Alınan tüm bu veriler, insanların yanıltıcı bilgilere ve endişelere kapılmasını önlemek amacıyla kritik bir öneme sahiptir. Uzmanlar, deprem bilincinin artırılması ve bu konuda doğru bilgilerle toplumun bilinçlendirilmesinin, gelecekteki olumsuz durumların önüne geçileceğini ifade ediyor.
Özetle, İstanbul’da meydana gelen son depremlerin sebebi tam anlamıyla doğal bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Bilim insanları, doğal afetlerin sebeplerini anlamak, hazırlıklı olmak ve bu konuda toplumu bilinçlendirmek adına çalışmalarını sürdürüyor. Sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilere karşı dikkatli olunması ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinilmesi gerektiği unutulmamalıdır.