Türkiye'nin bir dönem kritik meselelerinden biri olan çocuklara yönelik şiddet, son günlerde toplumu derinden etkilemeye devam ediyor. 12 yaşındaki Eyüp, bir akşam saatlerinde, henüz hayata atılacak yaşı bile doldurmadan, korkunç bir şekilde bıçaklanarak hayatını kaybetti. Olay, sadece Eyüp’ün ailesini değil, bütün bir toplumu yasa boğdu. Olayın detayları ise, çocuk yaştaki bireylerin yaşadığı tehditlerin boyutlarını gözler önüne seriyor ve bu durum, toplumun bu tür olaylara karşı nasıl bir bilinç geliştirmesi gerektiği konusunda önemli tartışmalar başlatıyor.
İstanbul'un bir mahallesinde yaşanan bu trajik olay, 12 yaşındaki Eyüp'ün bıçakla yaralanması ile başladı. Arkadaşlarıyla birlikte dışarıda oyun oynarken bir tartışmaya karışan Eyüp, henüz kimliği tespit edilmeyen bir kişi tarafından 5 yerinden bıçaklandı. Olayın yaşandığı bölgeye hemen ambulans çağrıldı ancak, Eyüp’ün hayatı kurtarılamadı. Ailesi, çocuklarının kaybı nedeniyle derin bir acı içindeyken, aynı zamanda bu tür olayların önlenmesi adına yetkililere çağrıda bulunarak, başta okullarda öğrenciler arası tartışmaların çözüm yolları üzerine eğitimler verilmesi gerektiğini vurguladılar.
Böyle bir olayın yaşanması, sadece bir aileyi değil, toplumun geniş kesimlerini derinden etkiliyor. Eyüp'ün ölümü, çocuk ve gençler arasında artan şiddet, zorbalık ve çözüm yollarının yetersizliği konusunda ciddi alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. Uzmanlar, okullarda zorbalık ve şiddet konularında eğitimlerin artırılması gerektiğini belirtirken, ailelere de çocuklarıyla olan iletişimlerine dikkat etmeleri çağrısı yapılıyor. Bu tür trajedilerin önüne geçmek, sadece yetkililerin değil, ailelerin ve tüm toplumun birlikte atacağı adımlarla mümkündür. Eğitim kurumlarının yanı sıra, sosyal medyanın da bu süreçte üstlendiği rol göz ardı edilmemelidir; zira çocuklar üzerindeki etkisi büyük. Bu nedenle, çocukların sağlıklı bir ortamda büyümesi için toplumun her kesiminin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekmektedir.
Laik bir toplumda, çocukların yaşam hakkının korunması en öncelikli meselelerdendir. Eyüp gibi masum çocukların hayatını kaybetmemesi için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak, herkesin ortak sorumluluğudur. Hükümetin devreye girmesi ve gerekli yasaların bir an önce çıkarılması talep ediliyor. Eğitim sisteminde yapılacak değişikliklerle birlikte, ailelerin de bilgilendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Çocukların gönül verdikleri aktivitelere teşvik edilmesi ve onları pozitif ortamlarda buluşturacak projelerin geliştirilmesi, şiddet odaklı davranışların azaltılması adına önemli adımlar olacaktır. Eyüp'ün acı kaybı, umarız ki başka çocukların başına aynı talihsizliklerin gelmemesi adına yeterli bir uyanışa vesile olur.