117 yaşına basan dünyanın en yaşlı insanı Manuela, uzun ömrünün sırlarını ve yaşam felsefesini paylaşarak insanların ilgisini çekmeye devam ediyor. Doğduğu günden itibaren sayısız deneyim yaşayan ve birçok yüzyılı geride bırakan Manuela, sade bir yaşam tarzının ve içsel huzurun önemini vurguluyor. Herkesin merakla beklediği bu yaşam hikayesi, sadece sağlık değil, aynı zamanda mutluluk ve tatmin duygusunun da öne çıktığı bir derinlik taşıyor. Uzun ömrünün gerisindeki sırları keşfetmek, birçok insan için ilham kaynağı olabilir.
Manuela, 1906 yılında İtalya'nın küçük bir köyünde dünyaya geldi. Hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşan Manuela, savaş dönemlerini, ekonomik krizleri ve sosyal dönüşümleri gözlemledi. Herkesin yaşamakta olduğu modern yaşamın karmaşası onun için çok uzaktı. Doğa ile iç içe bir yaşam sürmesi, onun sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemesine yardımcı oldu. Doğal gıdalar tüketmesi, yaşamını basit tutması ve düzenli fiziksel aktiviteler yapması, onun uzun yaşamasına katkıda bulundu. Manuela, sağlıklı yaşlanmanın sırrını, günümüzde daha çok insanın göz ardı ettiği köklü bir yaşam felsefesinde buluyor. İnsanların doğayla olan ilişkisi, zamanla gitgide azalmış olsa da, Manuela'nın hayatı bu ilişkinin önemini kanıtlar nitelikte.
Manuela, uzun ömrünün en büyük sırlarından birinin, doğayla olan güçlü bağı olduğunu belirtiyor. Organik ürünler tüketmesini ve kimyasal maddelerden uzak durmasını hayatının bir parçası haline getiren Manuela, yürüyüş yapmanın ve doğada zaman geçirmenin sağlık üzerinde büyük olumlu etkileri olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra, stressiz bir yaşam için yeterince dinlenmenin ve sağlıklı sosyal ilişkilerin önemli olduğunu vurguluyor. Arkadaşları ve ailesiyle geçirdiği keyifli anların, ruhsal sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu da sözlerine ekliyor.
Uzun süre boyunca yaşadığı toplulukla olan bağları, Manuela’nın sağlıklı ve mutlu kalmasında büyük rol oynadı. Aile bağlarının kuvvetli olması ve sevdikleri ile olan dayanışma, onun için güçlü bir destek ağı oluşturdu. Özellikle iletişimde kalmak, sosyalleşmek ve duygusal zeka geliştirmek, sağlıklı yaşlanmanın en kritik parçalarından biridir. Manuela, herkesin sevdikleriyle vakit geçirmesinin ve onlara değer vermesinin, uzun ve sağlıklı bir yaşamın tadına varmanın anahtarlarından biri olduğuna inanıyor. Sosyal çevresi ile olan etkileşiminin yanı sıra, duygusal dengeyi sağlamak için meditasyon yapmanın ve kendine zaman ayırmanın önemine de değiniyor.
117 yaşındaki Manuela’nın hayatı, birçok insan için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Uzun ömrünün sırlarıyla dolu bir yaşam felsefesi geliştiren Manuela, bazı basit ama etkili önerilerde de bulunuyor. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı, düzenli fiziksel aktiviteler ile birlikte mutluluğun ve huzurun artırılması gerektiğini belirtiyor. Onun yaşamı, hırslardan uzak durmayı, ruhsal dinginliği sağlamayı ve doğa ile bütünleşmeyi öne çıkarıyor. Bu kıymetli bilgileri paylaşırken, onu dinleyen genç nesle de bir mesaj iletmeyi ihmal etmiyor: "Hayatın ne kadar değerli olduğunu unutmayın ve onun tadını çıkarın".
Manuela'nın hayat hikayesi, tüm dünya için bir umut ve ilham kaynağı olmanın ötesine geçiyor. Yaşadığı zorluklar, acılar ve sevinçler, onun yaşamını şekillendiren başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Herkesin bu yaşam felsefesinden alabileceği dersler var. Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek isteyenler için Manuela'nın önerileri, birer kılavuz olarak dikkat çekiyor. Doğayla barışık, sade bir yaşam sürmek ve ruhsal dinginliği sağlamak, belki de herkesin ulaşmayı istediği bir hedef. Duygusal zeka, sağlıklı sosyal ilişkiler ve ninja gibi hayatını önemle sürdüren bir yaşam çizgisi, insanların hayatlarında en az Manuela kadar uzun yaşamalarına yardımcı olabilir.